Hiç kimse evlenirken boşanacağını tahmin ederek evlenmez. Altta yatan çeşitli sorunları çözmek ve ilişkinizi sağlamlaştırmak için dikkat etmeniz gereken detaylar olsa da bazen “basit” gibi görünen sorunlar, aslında evliliğinizin temeline dinamit döşeyebilir. Nasıl mı?
Evliliğin geleceği kesin olarak tahmin edilemese de, potansiyel sorunlara işaret edebilecek önemli uyarı işaretleri bulunuyor. Bu işaretleri erken tespit etmek, altta yatan sorunları çözmek ve potansiyel olarak boşanmayı önlemek için çok önemlidir.
Uzmanlar, potansiyel sorunlara işaret edebilecek ve hatta boşanma sonuçlarını tahmin edebilecek bu hayati belirtileri ortaya çıkarmak için çalışmalar yürüttü ve bu çalışmaların sonucunda oldukça ilginç bir sonuç ortaya çıktı.
YANLIŞ YAŞTA EVLENMEK
Evlenmek için en iyi zaman, kendinizi gerçekten hazır hissettiğiniz ve tüm hayatınızı birlikte geçirebileceğinize inandığınız birini bulduğunuz zamandır.
Ancak araştırmalar, belirli yaş gruplarının boşanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Örneğin, çok genç yaşta evlenen çiftlerin, 20’li yaşların sonlarında veya 30’lu yaşların başında evlenenlere kıyasla boşanma olasılıkları daha yüksek olduğu gösterildi.
Çok genç yaşta evlenen çiftlerin özellikle risk altında olduğu ortaya çıktı. Bir araştırmaya göre erken evlenen çiftlerin 32 yaşından sonra boşanma ihtimali her yıl yaklaşık %5 artıyor.
EĞER KOCANIZIN TAM ZAMANLI BİR İŞİ YOKSA…
Araştırmacılar, bir çiftin maddi durumunun boşanma şansını etkileyen ana faktör olmadığını buldu.
Araştırmaya göre, kocanın tam zamanlı çalışmaması durumunda çiftlerin bir sonraki yıl boşanma ihtimali %3,3 iken, kocanın tam zamanlı bir işte çalıştığı çiftlerde bu oran %2,5 daha düşüktü.
Bunun nedeni, kocanın geçimini sağlayan tek kişi olduğu yönündeki geleneksel düşüncenin hâlâ evliliğin istikrarında rol oynaması olabilir.
YENİ EVLİYKEN FAZLA SEVGİ GÖSTERMEK
Yeni evlilerin “cicim aylarını” hepimiz duymuşuzdur. Bu süreçte daha yakın temasta bulunmak, çok önemlidir ancak bunların fazlası sorun yaratabilir.
Sabah gazetesinin haberine göre, psikologlar, 168 çiftin düğün gününden itibaren takip edildiği 13 yıllık bir çalışma yürüttü.
Araştırmadan elde edilen ilgi çekici bulgulardan biri, yedi veya daha fazla yıllık evlilikten sonra boşanan yeni evli çiftlerin olağanüstü derecede yüksek düzeyde sevgi göstermeleriydi.
Mutlu bir evlilik sürdüren çiftlere göre üçte bir oranında daha fazla sevgi gösterdiler. Uzmanlar, evliliklerine yoğun bir romantik mutlulukla başlayan çiftlerin boşanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu, zira bu yoğunluğu sürdürmenin zor olabileceğini açıklıyor.
EĞİTİM HAYATINI YARIDA BIRAKMAK
Araştırmalar eğitimlerine daha fazla vakit ayıran çiftlerin boşanma ihtimalinin daha düşük olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya göre daha eğitimli kişilerin evliliklerinin boşanmayla sonuçlanma ihtimali ise daha düşük.
Örneğin, eşlerden en az birinin liseyi bitirmediği evliliklerin yüzde 50’sinden fazlası boşanmayla sonuçlanırken, üniversite mezunları arasındaki evliliklerin yüzde 30’u boşanmayla sonuçlanıyor.
Bu bağlantı, düşük eğitim seviyelerinin genellikle daha düşük gelire yol açması ve bunun da daha stresli bir yaşamla sonuçlanabilmesi olabilir.
TARTIŞMA SIRASINDA ANİDEN UZAKLAŞMAK
Siz veya eşiniz zor konuşmalarla karşılaştığınızda konudan uzaklaşma eğiliminde misiniz? Eğer öyleyse, bu olumlu bir işaret değil.
Bir partnerin tartışma için ısrar ettiği, diğerinin ise sessizlikle karşılık verdiği “talep/geri çekilme” kalıplarıyla ilişki yürüten çiftler, ilişkilerinde daha az memnun olma eğilimindedir.
Bu kalıbı kırmak zordur çünkü her bir partner çoğu zaman sorunun sorumlusunun diğer taraf olduğuna inanır. Bu durum, kendi eylemlerinizin sorunda nasıl bir rol oynadığının farkına varmayı ve çatışma çözümünde daha düşünceli yaklaşımlar benimsemeyi gerektiren önemli bir durumdur.
Bu durum, kendi davranışınızın soruna nasıl katkıda bulunduğunu anlamak ve çatışmaları çözmek için daha nazik yollar kullanmak anlamına gelir.