Mehmet Uçum: “Halkı anlamayanlar anayasa talebini göremez”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: Halkın Anayasa Talebi Yok İddialarını Çürüttü

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medyada paylaştığı haftalık değerlendirmesinde, yeni anayasa tartışmalarına yönelik bir açıklamada bulundu. Uçum, “halkın anayasa talebi yok” şeklindeki iddiaları sunduğu argümanlarla çürüttü.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum resmi X hesabından paylaştığı pazar yazısında şunları yazdı:

“PAZAR YAZISI YENİ ANAYASA GÜNDEMİNİ ÇARPITMA GAYRETLERİ (4)”

Bu seride son olarak “halkın anayasa gündemi yok iddiası” üzerinde duracağız. Bu iddia, çarpıtma olmanın yanında fikri yetersizliğe de işaret ediyor.

Halkın Taleplerinin Anayasal Niteliği!

Demokrasilerin rutin işleyişinde halk, anayasa konusundaki beklentisini hukuksal dille ifade etmez. Halkın anayasal taleplerini tespit için değişim veya gelişim yönündeki siyasi, ekonomik, kültürel ve adalete ilişkin her türlü tasavvurunun hukuksal karşılığına bakılmalıdır.

Halkın sisteme ilişkin daha iyiye yönelen beklentilerini karşılamak konusunda kanun veya tali mevzuat yetersiz kalırsa bunlar için anayasal norm ihtiyacı doğar. Bunun da halkın anayasa talebi olarak anlaşılması gerekir.

Yani demokratik siyasetin görevi, halkın somut olarak hangi konu olursa olsun daha adil ve iyi işleyen bir düzen isteğini -anayasa altı normlarla karşılanamayan talepler açısından- anayasal değişim ihtiyacı olarak tercüme etmektir. İşin esası budur.

Halkın Somut Talepleriyle Anayasa İlişkisi!

Halkın genel ve aktüel sorunların çözümüne ilişkin beklentisi, gelişmiş kurallar ve geliştirilmiş kurumlar gerektirirse bunların bir kısmı norm seviyesi sebebiyle anayasa talebi olarak ortaya çıkar.

Örneğin pahalılıkla mücadelede gerek duyulduğunda tavan fiyat uygulanmasına yönelik halkın beklentisi anayasal talep olarak kabul edilmelidir.

Makul ve insanca yaşama hakkına ilişkin halkın istekleri anayasada böyle bir hakka yer verilmesi şeklinde somutlanabilir.

Yine halkın, hiç kimsenin geçim sıkıntısı içinde olmaması dileği anayasada asgari geçim desteği veya asgari gelir hakkı gibi güvencelere dönüşebilir.

Seçmen iradesinin milletvekili seçim süreçlerinde daha etkili olmasına yönelik halkın istekleri “geri çağırma hakkını” içeren bir anayasal kural ve kurum olabilir.

Halkın yasama süreçlerinde daha aktif olma isteği anayasada yer alması gereken, halkın kanun teklif etmesine ilişkin bir hak ve yetki talebi olarak kabul edilebilir.

Bunlar gibi her alan için ve çok sayıda örnek verilebilir.

Görüldüğü gibi “halkın gündeminde yeni anayasa talebi yok” görüşü, halkın taleplerinin devrimci dinamiğini ve gelecek perspektifini göz ardı eden, olgusal karşılığı olmayan, yüzeysel bir tespittir.

Siyasal Anayasa ve Hukuksal Anayasa!

Dolayısıyla aslında yeni anayasa halkın sürekli ve genel olarak sistemsel açıdan daha iyiyi tasavvur etmesinin oluşturduğu temel ihtiyaçtır. Bu nedenle siyasal anayasa ve hukuksal anayasa ayrımı yapılır.

Siyasal anayasa halkın sisteme ve düzene ilişkin tasavvuru ile daha iyiye yönelik taleplerinin ve ihtiyaçlarının ortaya koyduğu anayasadır. Siyasal anayasanın unsurlarını halkın demokratik ve meşru temsilcisi olan siyasi partilerden ‘talep siyaseti’ yapanların programlarında daha net olarak görmek mümkündür.

Halkın ortaya koyduğu siyasal anayasanın hukuksal tercümesinin yapılarak halkın temsilcilerinden oluşan Mecliste bütünsel bir kanun olarak kabul edilmesi ve halkın onayıyla yürürlüğe girmesi halinde ise hukuken yeni anayasa söz konusu olur.

Halkın Yeni Anayasa Gündemiyle Referandum İlişkisi!

Demokratik bir düzende halk sisteme ilişkin hep daha iyiyi istediği sürece ki bu şimdiye kadar böyle olmuştur, yeni anayasa her zaman halkın olağan ve dinamik gündemi olur.

Bu nedenle temsili kurucu irade olan Meclis yeni anayasayı, halkın daimi anayasa gündemini ve asli kurucu irade olan halktan onay alma zorunluluğunu dikkate alarak yapmalıdır. Çünkü halk tasavvur ettiği anayasa ile Meclisin kabul ettiği yeni anayasa arasındaki uyumu ancak vereceği onayla gösterir.

Yeni anayasa TBMM’de 400 veya daha fazla oyla kabul edilse bile referandum zorunluluğunun iki ana sebebi vardır:

Birinci sebep, asli kurucu irade olan halkın onayıyla demokratik meşruiyeti tamamlama zorunluluğudur.

İkinci sebep, halkın siyasi anayasa tasavvuruna uygun bir hukuki metnin Mecliste kabul edilip edilmediğini halkın denetleme hakkının gereğidir.

Son söz: Referandumsuz yeni anayasa olmaz.”

Related Posts

İstanbul’da Tacizci Araç Sürücüsü Genç Kadını Ezmekten Kaçtı

Fatih’te sözlü tacize uğrayan genç kadının tepkisi sonrası sürücü, üzerinden geçerek kaçtı.

TBMM’de tansiyon yükseldi… CHP’li Aşkın Genç’ten ‘vakıflara vergi muafiyeti’ tepkisi: ‘KDV muafiyeti gerekiyorsa önce halkın mutfak alışverişine getirilsin!’

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, kamu taşınmazlarının satışında vergi istisnası öngören düzenlemeye ilişkin, “Bugün, vatandaş doğal gaz faturasını ödeyemezken, esnaf vergi yükü altında ezilirken, öğrenciler KYK borçlarını düşünürken bu torba teklifle bazı kesimlere önemli avantajlar sağlanmaktadır. KDV muafiyeti gerekiyorsa önce enflasyona ezdirilen halkın mutfak alışverişine getirilsin” açıklamasında bulundu.

Teknik Direktör Kayboldu: Kumar Borcu Ortaya Çıktı

Denizli’de yeni evlenen teknik direktör Acar, 2 milyon lira kumar borcu yüzünden kayboldu.

AKP’li vekiller zeytin katliamı için kavgayı bile göze aldı

Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Milletvekili Perihan Koca, AKP Ağrı Milletvekili Ruken Kilerci’nin kendisine fiziki müdahalede bulunduğunu iddia ederek o anları sosyal medyada paylaştı.

Cami İçinde Dehşet: Boğazı Kesildi

Kayseri’de husumetli kişi, camide namaz kılarken rakibinin boğazını keserek öldürdü.

Farah Zeynep Abdullah’ın sperm bankası itirafı Magazin Bahane’de tartışma yarattı

Oyuncu Farah Zeynep Abdullah’ın “Babam, sperm bankasından çocuk yapabilirsin” açıklaması Haberler.com’da yayınlanan Magazin Bahane programında gündem oldu. Gökay Kalaycıoğlu ve Hakan Solaker, modern ebeveynlik anlayışını ve toplumsal değerleri tartıştı.