Yüksek yargı arasındaki kriz, Cumhur İttifakı’nca da masaya yatırılıyor. Cumhur İttifakı bileşenleri, daha önce de AYM’yi hedef alan açıklamalarda bulunmuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP’nin kapatma davası üzerinden yüksek mahkemeye ilişkin “AYM’nin yeniden yapılandırılmasını gerekli görüyoruz” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir kez daha “yeni anayasa” vurgusu yaparak “Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil, tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız” dedi.
Cumhuriyet’in ulaştığı bilgiye göre iktidar kanadı, AYM’yi, “yüksek mahkeme” olarak nitelendirmiyor. AYM’nin 1961 Anayasası ile hukuk sistemine girdiğini belirten iktidar kanadı, mahkemenin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre “yeniden yapılandırılmasını” hedefliyor. İktidar cephesinde, “yapılandırmanın özünde AYM’nin üye yapısının değiştirilmesinden özel bir statüde düzenlenmesine” değin birtakım formüller gündeme getiriliyor.
Mevcut anayasada AYM’nin 15 üyeden kurulu olduğu, TBMM’nin, iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulu’nun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacakları gizli oylama ile seçeceği hükmü yer alıyor. İktidar kanadı, yargıdaki üye seçiminde “TBMM’nin yetkilerini genişletme” formülü üzerinde duruyor. Buna göre de yüksek yargıya ilişkin üye seçiminde TBMM’nin yetkilerinin artırılması, “daha fazla üyenin TBMM’ce seçilmesinin önünü açacak bir düzenlemenin olabileceği” ifade ediliyor.
‘KAPATMALAR’ AYRILABİLİR
AYM üzerinde yapılacak düzenlemelerde “siyasi partilerin kapatılmalarına ilişkin davaların başka özel statülü mahkemelerce yapılması” seçeneği de konuşuluyor. Ancak AYM üzerinde yapılacak herhangi bir düzenleme için “anayasa değişikliği” gerekiyor.
Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması için TBMM Genel Kurulu’nda 360 milletvekilinin, halkoyuna sunulmadan doğrudan kabulü için de 400 milletvekilinin “Evet” oyu gerekiyor.
